Kara Maksud Sultani’nin müdafaa ettiği Bayburd kalesinin fethine
gönderdiler.
Yoluna devam eden Selim ve ordusu, Çaldıran’da Şah İsmaili mağlup edip,
ordusunu dağıttıktan sonra Tebriz-Kars ve Pasinler yolu ile Amasya’da
kışlamak üzere geri döndü. Selim Erzurum civarındaki Titkir mevkiine
geldiği sırada (15 Ekim 1514), daha 1507 senesinde sefer etmiş olduğu
Bayburd’un Kiğı kalesi ile birlikte fethedildiği haberini aldı. Kaleleri
zabdeden Emir-i ahur Bıyıklı Mehmed Paşa’ya,Erzincan-Bayburd eyaletini
vererek Şarki-Karahisar, Canik ve Trabzon sancaklarını da vilayetine
ilave etti ve kendisini serhad muhafazası ile görevlendirdi. Selim
Amasya’ya çekilirken harekata ertesi sene devam etmek niyetiyle ordunun
top ve cephanesinin Şarki-Karahisar kalesina bırakılmasını ve askerin
Ankara’da kışlamasını emretmiştir.
Gerçekten harekata ertesi sene devam edilmiştir. Kemah kalesine sığınmış
olan hasımlar, Erzincan’a hücum ile buradaki Akkoyyunlulardan
(Bayındıriler) bazılarını şehid etmişlerdi. Bazı tecrübeli beyler, kışı
Amasya’da geçirmekte olan Selim’e “Kemah kalesi düşmanın elinde
bulunduğu müddetçe Bayburd, Erzincan Kiğı’da emniyeti sağlamanın mümkün
olamıyacağını” söylediler. Bunun üzerine padişah, Mehmed Bin Varsak
tarafından müdafaa edilen Kemah kalesinin fethini Bıyıklı Mehmed Paşa’ya
emretti. Bu emir üzerine Bıyıklı Mehmed Paşa, Kemah kalesini muhasara
etti ise de, pek müstahkem olan kale, fethedilememiştir.
19 Nisan 1515 (5 Rebiyülevvelin 921) tarihinde Amasya’dan hareket etmiş
olan Yavuz,Sivas-Merzifon üzerinden Kemah’a yönelir.Amasya’dan Kemah’a
kadar bir ay zarfında gidilmiş,bu ara yolda bazı takviye kuvvet ve harp
araçları (Tokat’dan getirilen toplar) katılmıştır.Osmanlı ordusunun bu
ağır gidişinde,Şah İsmail ile ittifak eden Dulkadiroğlu Alaüddevle’nin
Memlük güçlerinin ani bir hücumunun olabileceği düşüncesi etkili
olmuştur. Ancak, ihtimal olan böyle bir saldırıyla
karşılaşılmamış,sadece Karacabey mevkiine gelindiğinde Memlük hükümdarı
kansu Gavri’nin elçisi Kayseri ve Bozakla ilgili bir “Name” göndermiş,o
da sert bir cevap ile karşılamıştır.
14 Mayıs 1515 günü Kemah’a tabi Çıt hanı konağına gelen Yavuz, ertesi
Rebiyülahar’ın ilk gününde Ağarmi yurudu konağına,16 Mayıs Çarşamba günü
Yoğun Pelid’e,17 Mayıs Perşembe günü Gördeneç’e ve 18 Mayıs Cuma günü
ise Elmalı yurdu konağına varır
19 Mayıs Cumartesi: Bugün Yavuz’un emrindeki kuvvetler Kemah Kalesi
önüne gelmişler ve aynı gün içerisinde kale,uygun yerlerden çevrilip
güçlü bir top ateşine tutulmuştur. Daha sonra ikindiye doğru kaleye
Osmanlı askerleri çıkmaya muvaffak olup,sancak çekilmiştir.Kale
kumandanı Varsak Mehmed 300 adamıyla sonuna kadar direnmiştir.Nihayet
akşam vakti olduğu saatlerde karşı koyacak hiçbir asker
kalmamış,kaledeki diğer çocuk,kadın ve ihtiyarlar esir
edilmişlerdir.Kalenin fethinden sonra askerlere yaptıkları işler
sayesinde terfi ve ihsan dağıtımı olmuştur.
KEMAH KALE KAPISINDAN BİR GÖRÜNÜŞ
Zaferi müteakip ertesi günü,kaleye teşrif eden Yavuz Sultan Selim,etrafı
seyr-ü temaşa edip,görülücek yerleri dolaşmış.27 Mayıs’a kadar 8 gün
burada kalıp, kaleyi tamir ettirdikten başka, bir de burç ilave
ettirmiştir.(Kale girişinin üst tarafında inşa edilen bu burç,bugün bile
,kalenin ayakta kalan en sağlam burcudur.).
Böylece ”fethi,selatin-i izamdan kimseye müyesser olmamış“ olan Kemah
Kalesi Yavuz Sultan Selim tarafından zabtedilerek Osmanlı İmparatorluğu
topraklarına katılmış oldu.27 Mayıs günü kalenin içine muhafızlar
koyup,Kemah’ı müstakil bir sancak olarak Karaçinoğlu Ahmed Bey’in
idaresine bırakıp Kemah’dan ayrılmıştır
.
KEMAH FETİHNAMESİ
[Yavuz Sultan SELİM HAN’ın Kemah Kalesi’i fethettikten sonra, bu
fetihle ilgili olarak Ferhad HAN’a yazdığı Namedir.Cemaziyelevvel
Ortası-921]:
“Bilinmiş olsun ki,bu bahar 5 Rebiyülahar 920 Salı günü,Kemah üzerine
yürüdüm.Her ne kadar kelenin eni boyu derin ve geniş,istihkamları
kuvvetli ise de bunlara bakmayıp;toplarım ve yeniçerilerim ile yıldırım
yağdırır gibi mermi yağdırdım,içindeki küffar kıyamet alameti sanıp
serseme döndüler.Kale üzerine çıkıp İslam Sancağını diktirdim.Kötülerin
başlarını kestirip kaleyi İslam ahali ile doldurdum.Ahirde Sivas’a avdet
eyledim.İstanbul’a döneceğimi bildirmek üzere kullarımdan Mehmed Bey’i
size gönderdim.Huzurunuza varınca bu fetihnameyi bütün vilayetinizde
okutup şenlik yaptırınız.
Devletime dua ettirip padişahlık merasimlerini yerine getiriniz.29
Cemaziyelevvel ortası-Şehr-i Kayseri.”
Kemah Kalesinin Fethi İçin Söylenmiştir
“Tüfenk dumanından bulut olmuştu gökte
Kötülükte azanın indi taş ensesine
Küffar her yakadan başını çekti içe
Çünkü boğulayazdı o kan denizinde
Yedi muştayı bir anda parlak kılıçtan
Kalmadı kalede tek kişi küffardan.”
“Komağa alem içre nam’ü nişan
Arka bir eyleyüp cemi-i sipah
Oldu tekbir-i gaziyan tarih
Aldı hısn-ı Kemah’ı ya Allah”
Evliya Çelebi’nin Kalemi’yle Kemah ve Kalesi: (Zilkade ayının
ortası-1057) 1641 de Kemah’a gelen ve 4 gün kalan Evliya Çelebi
Seyahatnamesi’nde Kemah’ı şöyle anlatır.Seyahatname 1-2.cilt,670.sayfa)
Ketür köyünden hareketle, Fırat kıyısını takiben mamur yerler içinde
dokuz saat giderek, Şirim köyüne geldik.Kemah hududundadır.Buradan yine
güneye hareketle,Fırat nehrini takiben yedi saat yol alarak Emin köyünde
konakladık.Bu da Kemah hududunda olup, tuzla emininin hasıdır.Buradan
yine Fırat’ı takip ederek Kemah kalesine geldik
KEMAH İLÇE COĞRAFYA
Kemah, Doğu Anadolu’da Kara-Su (Fırat) Vadisinin sol kıyısında, Munzur
dağlarından inen Tanasur Deresi ağzında ve kadim kalenin
koltuğunda,deniz seviyesinden 1038 metre yükseklikte kurulmuş şirin bir
belde olup, Erzincan vilayetine bağlı bir kazanın merkezidir.
Eskiden şehir,esas itibariyle kaledibine doğru kurulmuş,çarşı ve
dükkanlar oradaymış.Yerleşim ise,ağırlıklı olarak,Cennet Yamacı
emsal,bağ ve bahçeler arasından akan Tanasur Deresi’nin açtığı derin
vadinin eteklerine yapılan evlerdeymiş.Vaktinde en kalabalık mahalleler
buradaymış ve her sabah kırk hayvanla esnaf dükkan açmaya gelirmiş
çarşıya.Şimdi hala ilçenin 10 mahallesinden, 5’i bu vadide.
Bunlar,Mektepönü ve Pörhenkbaşı mahalleri kısmen olmak
üzere,Aşağıgedik,Derebaşı (Yukarı Mahalle) ve Ortagedik mahalleleridir.
Kemah’ın diğer mahalleleri ise,Beklimçay,Çarşı,Cirgişin,Göğüsbağı ve
Karşıbağ mahalleleridir.Şimdi en kalabalık olanı Çarşı mahallesidir.Esas
yerleşim,dükkanlar ve resmi binalar burada olup,merkez hükmündedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder