Kadı, Erzincan topraklarında büyük tahribat yaptıktan sonra geri Sivas’a
döndü. Çok geçmeden Mutahharten’in tekrar Kemah’a karşı harekete
hazırlandığını haber alan Kadı Burhaneddin, ikinci kez Erzincan’a
yürüdü. Bu esnada Kemah, Akkoyunlu Kara Yülük Osman Bey’in katl ve yağma
hareketleriyle neticelenen hücumuna maruz kaldı. Kadı Pulu savaşında
(1395) Mutahharten’ yenilince, Kemah tekrar Erzincan emirinin eline
geçti
Kadı Burhaneddin’in Kara Yülük Osman Bey tarafından öldürülmesinden
sonra (1398) Sivas’ı Osmanlı ülkesine katan Yıldırım Bayezid,Timur
hakimiyetini kabul etmiş bulunan Erzincan emiri Mutahharten’in kendisine
tabi olmasını istedi. Fakat Erzincan emiri, bunu kabul etmeyerek
keyfiyeti Timur’a bildirdi.Bu sıralarda Karakoyunlu hükümdarı Kara
Yusuf’la Sultan Ahmed Celayir’in Osmanlı’lara ilticalarından
dolayı,Timur ile Bayezid’in arası açılmıştı. Timur, Erzincan emirinin bu
müracaatı üzerine Sivas’a yürüdü. Ordusuna Kara Yülük ile Mutahharten
rehberlik ediyorlardı. Sivas’ı yakıp yıktıktan sonra memleketine döndü
(1400). Buna çok müte’essir olan Bayezid, bizzat doğu hududuna gelerek
Erzincan ile Kemah’ı Mutahharten’in elinden almış ve kendisinin
hakimiyetini tanıması şartıyla Erzincan’ı tekrar ona vermiş ise de,
Kemah kalesini iade etmiyerek buraya muhafız koymuş; Mutahharten’in
ailesini de rehine
alarak Bursa’ya göndermiştir. Fakat Timur, Yıldırım Bayezid’e karşı
harekete geçince Kemah’ı zaptederek yine eski sahibi Mutahharten’e
verdi.
Kemah ve Erzincan civarı, bundan sonra, Akkoyunlu hükümdarı Uzun
Hasan’ın 1467’de Karakoyunlu devletini ortadan kaldırarak buraları
hakimiyeti altına almasına kadar geçen devrede, birbirlerine rakib bu
iki Türkmen topluluğu arasında sık sık el değiştirmiştir. Bunların
birbirleriyle olan amansız mücadeleleri yüzünden başta Erzurum,
Erzincan, Tercan ve Bayburd olmak üzere Doğu Anadolu’nun birçok şehir,
köy ve kasabaları, büyük ölçüde tahribata uğramıştır. Bu bölgeler ancak
Uzun Hasan (1453-1478) zamanında istikrar ve huzura kavuşabilmiştir.
Fakat Uzun Hasan’ın ölümünden sonra Akkoyunlu devleti, uzun süren taht
kavgaları yüzünden acze düşmüştür. İşte bu kargaşalıkların devam ettiği
bir sırada birçok Türkmen boy ve uluslarını etrafına toplayarak Safevi
devletini kuran Şah İsmail, 1500’de Azerbaycan, 1507’de Diyarbekir,
nihayet 1508’de Bağdad’ı alıp Akkoyunlu Türkmen devletine son verdi. Bu
arada bütün Akkoyunlu şehir ve kaleleri gibi çok müstahkem olduğu
bilinen Kemah kalesi 1503’ten itibaren Safevilerin emrine girdi. Öyle
anlaşılıyor ki, bu tarihten itibaren kale ve civarında bulunan Akkoyunlu
Türkmenleri şuraya buraya veya Osmanlı ülkesine sığınmış, yerlerine
Safevi taraftarı Türkmenler yerleştirilmiştir.
Yavuz Sultan Selim’in Kemah’a
Gelişi ve
Kalenin Fethi :
24 Nisan 1512’de tahta çıktıktan sonra, kısa zamanda kardeşler
meselesini halleden Yavuz Sultan Selim, sünni ulemadan aldığı fetvalar
üzerine,Şah İsmail üzerine yapacağı sefer için geniş çapta bir hazırlığa
girişmiş idi. Edirne’de toplanan Divan’da savaş kararı alan Selim, 23
Muharrem 920 (19 Mart 1514) günü buradan hareket edip 29 Martta
İstanbal’a geldi. Burada da gereken hazırlıkları yaptıktan sonra
İstanbul, Eskişehir, Konya ve Kayseri güzergahını takip eden Selim ve
ordusu Sivas’a yaklaştığı sırada, Sinop beyi Karaca Paşa 500 kişilik bir
kuvvetle Erzincan taraflarına gönderildi. Arkasından Sivas’ta 40.000
kişilik bir ihtiyat kuvveti bıraktıktan sonra, yola devamla 12 Temmuz
1514’de Çaysu kenarında İran hududuna varıldı.
Selim ve ordusu, Kemah’a tabi Gök-Seki konağına ulaşınca, Erzincan
kethüdası buraya gelerek itaatini arzetti. Bunu müteakib Selim,
sancakbeylerinden Faik Bey ile topçular kethüdasını Kemah kalesinin
teftişine gönderdi. Bu sırada ordu, donanma ile Trabzon’a nakledilen
zahirenin Erzincan’a vasıl olması için, bu civarda, bir haftadan fazla
beklemek zorunda kaldı. Bu müddet zarfında Kemah ve Bayburd taraflarına
akıncılar sevkedildi. Bu akınlar esnasında, Şah İsmail’in Tercan Beyi
Emir Ahmed, bu sırada Osmanlı hizmetine girmiş olan Akkoyunlu
beylerinden Ferruhşad Bey tarafından esir edilerek huzura getirildi. Bu
suretle Erzincan ve Tercan bölgeleri kolaylıkla fethedilmiş oldu.
Osmanlı ordusu, Tercan’da Mama-Hatun Kervansarayı civarındaki Eskidere
(Eşkinci-Konağı) menziline varınca Yahya Bey’i Mustafa Bey ile Trabzon
Sancakbeyi Mehmed Bey, Şah İsmail’in beylerinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder